1 Ocak 2018 Pazartesi

GLİKOZAMİNOGLİKANLAR (MUKOPOLİSAKKARİTLER)

Benim, üniversite 1'deyken GAG diye öğrendiğim hedeler olur kendileri. Golgi sentezliyor, lizozom da onları yıkıyor.
Bu GAG'ların başrol oyuncuları şöyle:
   1- kondroitin sülfat: en bol bulunanı
   2-keratan sülfat: asidik şeker yerine galaktozu var
   3-Heparin: en çok sülfatı olan. Hücre içi, antikoagulan ve lipid temizleyici (LP lipazı aktive ederekten) görevleri olan bir GAG
   4-Hyaluronik asit: Sülfatı yok. Umbilikal kord gibi, primitif dokularda var.
   5-Heparan sülfat: bazal membranda var.
   6-Dermatan sülfat: antirombotik

Anladığım kadarıyla, yapılarında bulundurkları şeyler ve hastalıklarının adları açısından önemli bir konu bunlar.

Yapılarından bahsederek başlayayım.
   -Genelde 2 şekerden oluşan uzun, dalsız, tekrarlayan disakkarittir bunlar; biri asit, diğeri amino şeker oluyor bu 2 şeker arasında.
   -Amino şeker olarak D-glukozamin veya D-galaktozamin bulundurabiliyorlar. Tüm aminoşekerlerin kaynağı glukoz. Amino şekerler; gangliosid, glikoprotein, proteoglikan ve GAG'ların yapısında bulunurken; glikojen yapısında yok.
   -Asidik şeker olarak da D-glukoronik asit veya D-galaktozamin bulunduruyorlar. Ama keratan'da ikisi de yok. Keratanın bunlar yerine galaktozamin'i var.
   -Glukoronik asit, L-glunolakton oxidaz enzimiyle C vitaminine dönüşebilmesi özelliği açısından değerli. Ne yazık ki insanlarda o enzim yok; ama bitkilerde var. O yüzden C vitaminimizi bitkilerden alıyoruz. Ayrıca, bu şekerin yıkımının son ürünü, L-ksilüloz. Bu da, ksilitol dehidrojenaz enzimi sayesinde pentoz fosfat yoluna giriyor. Eğer bu ksilitol dehidrojenaz enzimi yoksa, bu hastalığın adı esansiyel pentozüri oluyor. Yahudilerde olan bir şey bu; semptomu da yok. Glukoronik asit'in; bilirubin, GAG, ilaç detoksifikasyonu ve C vitamini yapısında olduğunu bilsek iyi olur.
   -Bunların yapısında bir de sülfat var. Sülfat'ı onlara PAPS denen bir molekül veriyor. Sadece hyalüronik asit'in sülfatı yok.
   -Bu GAG'lar nasıl uzayabiliyorlar sorularının cevabı; UDP türevi glukozlarla CMP-NANA'nın onlara glikozid bağlarla bağlanabilmesinde saklı. CMP-NANA da, insan metabolizmasında nükleotid taşıyıcısı monofosfat olan tek şeker olması açısından önemli.

Şimdi de hastalıklarından bahsedeyim: Genelde otozomal resesif. Sadece Hunter sendromu X'e bağlı. Hastalıkları, lizozomların anormallikleri ve bu sebeple GAG'ları yıkamamalarıyla oluşuyor. Biriken GAG'lar da organlarda dolup taşıyor; organomegali yapıyor. Suratı şişiriyor; kaba yüz görünümü oluşturuyor. Eklemlerde birikiyor; iskelet anomalilerine neden oluyor. Beyinde birikiyor, salaklık yapıyor. Şimdi, tip tip sınıflıyorum:
   1- Hurler Sendromu: Burada L-iduronidaz eksik. Tüm o saydığım semptomların yanında bir de korneal bulanıklık vardır. 2 yaşında semptomlar başlar; kalp kaynaklı sebeplerden 10 yaşından önce ölümle sonuçlanır. En ağır mukopolisakkaridozdur.
   1S- Scheie Sendromu: Aynı enzim eksiktir. Hurler'ın hafif formu; yani zeka geriliği hariç her şey bunda da var.
   2- Hunter Sendromu: iduronat sülfataz eksik burada da. Genel olarakn saydığım tüm semptomların yanında bir de retina dejenerasyonu görülür. Ama kornea bulanık değildir. Sağırlık da var.
   3-Sanfilippo Sendromu: Sinir sistemi burada çok etkilenmiştir. Hepara sülfat birikimi görülür.
   4- Morquio Sendromu: Galaktoz-6-sülfataz eksik bunda. İskelet anomalileri ok baskın. Keratan sülfat birikir. İlginç bir şekilde salaklık veya organomegali yok.

Biraz da glikoproteinlerden bahsedeyim. Bunlar, proteinlerin oligosakkaritlere kovalent bağlanmasıyla oluşan proteinler. Bu bağlanma, serin ve treoninin O-glikozid; asparjin'in ise N-glikozid bağıyla birleşmesi şeklinde oluyor. Alanin ise, Hidrojenini bu kovalent bağ içi veren bir amino aist değil. Kan grubu veya plazma protein reseptörleri, glikoproteinlere örnek. Albümin ve prealbümib dışındaki plazma proteinleri de bu gruptan.
   -Glikoproteinlerin yapısında fruktoz olmadığını, L-fukoz olduğunu bilmek gerek.
   -Eğer, glikoz proteine non-enzimatik şekilde bağlanırsa bunun adı glikasyon oluyor: HbA1C ve fruktozamin buna örnek
   -Tunikamisin; dolikol'e şeker bağlanmasını önleyerek; asparjinin N-glikozid bağıyla glukozlanmasını önlüyor.
   -Deoksinojirimisin (glikozidaz inhibitörü) ve Swainzonin (mannozidaz 2 inhibitörü) de glikoprotein oluşumunu önlüyor.
   -Mannosidoz ve I hücre hastalığı da, glikoprotein kaynaklı hastalıklar. Golgideki mannoz-6-fosfat reseptörleri çalışmayınca, lizozomal enzimler lizozom hariç her yere gidiyor ve hastayı bildiğiniz eritiyorlar I hücre hastalığında.

Şeker hastalarının kan ve idrarında beta-hidroksibütirik asit'in arttığını da bilmek lazım.