26 Aralık 2017 Salı

GLUKONEOGENEZ

Glukozu yıktık. Yıktığımızı yapmazsak ayıp olur dedim bir sonraki yazım için. O yüzden şimdi heppiciğinize glukoneogenezi anlatmayı boynumun borcu bilirim.

Bu glukoneogenezin ne zaman ve nereden yapıldığını anlatmakla başlayalım. Diyelim kafayı yediniz ve hayatınızı glukoz üretmeye adamak istiyorsunuz; tek yapmanız gereken aç kalmak. Ama 3-4 saat karın guruldatmaktan bahsetmiyorum. Oruç tutacaanız oruç! Şimdi orucun niye bu kadar mübarek bir mesele olduğunu anladınız mı? Vücudunuz adeta bir şeker yapma aracına dönüşüyor oruç tutarkene. Bunu yapan organlar da özellikle karaciğer, ama bazen karaciğer "ben niye bu evin tüm yükünü taşıyorum?!" diyerekten eşi ve kuması olan böbreklere sesleniyor, bu iki kadın da yardım ediyor o zaman karaciğere glukoz yapmakta.

Bir de, glukoneogenez'in sadece glikoliz ürünü olan piruvattan değil; aynı zamanda laktat, gliserol, propionil coA, alfa-keto-asitler, lösin ve lizin harici olan amino asitlerden de yapılabildiğini ekleyeyim. Bunlardan gliserol kullanılacaksa 2 ATP, laktat kullanılacaksa 4 ATP ve 2 GTP=6ATP kullanımına ihtiyaç vardır.

Glukoneogenezi, glikolizin tersi gibi düşünebiliriz, minik birtakım enzim farklılıkları dışında.
İlk fark şu:
   Malum, glikoliz mitokondride bitiyordu. E glukoneogenez de onun tersi bir tepkime olduğuna göre, mitokondride başlıyor. Onu başlatan enzim ise, mitokondrideki piruvat karboksilaz. Bu piruvat karboksilaz çok cins bir enzim. Neden mi? Çünkü;
      1-"Öyle her yerde olmam ben. Seçilmiş bir varlığım" diyor. Çizgili kaslarda bulunmuyor.
      2-"Ben çok mühim bir görev üstlendim, şeker yapıyorum. Ben şeker anneyim." diyor ve kendine bir asistan tahsis ediyor. Biyotinsiz çalışmayı reddediyor. Ama biyotin'e de çok bağlı bir zat. Sevdi miydi tam seviyor. Sabah akşam, biyotini "lizil" kalıntılarından bir cep yaparaktan içinde taşıyor.
      3-"Beni gaza getiren bir ses yok mu?" diye bağıran bir nazlı Kibariye adeta. Vücudun kalan enzimleri, Kibariye seslerini daha fazla duymak istemedikleri için, Asetik coA'ya yalvar yakar, onu piruvat karboksilazın yalancı fanatiği olma konusunda ikna ediyorlar. Lafın kısası, piruvat kinaz asetil coA tarafından uyarılıyor.
      4-"Ben büyük enzimim, o yüzden üreteceğim ürün de büyük olur!" diyen bir megoloman kendisi. Pirüvattan oksaloasetat yapıyor. Ve bu oksaloasetat o kadar büyük ki, mitokondriden dışarı çıkamıyor; her çıkış deneyiminde duvara çarpıp annesi olan piruvat karboksilaza ağlıyor. Piruvat karboksilaz işe, yaptığı işe hiç toz kondurmadan, "Senin sorunların beni bağlamaz oksaloasetat. Kendi işini kendin gör" diyerek, oksaloasetatçığı kışkışlıyor.Oksaloasetat da n'apsın, düşün taşın, çareyi NAD'a bir H takıp, malat'a indirgenmekte buluyor.

İkinci farksa, glukoneogenezin son basamağı (glikolizin ilk basamağının tersi) esnasında çalışan glukoz-6-fosfataz enzimi. Bu enzim, endoplazmik retikulum membranında bulunuyor. Yani, glikolizdeki gibi sadece sitozolü değil; hem endoplazmik retikulum hem de mitokondriyi içeren bir süreç bu glukoneogenez. Malum, oksaloasetat buraya kadar gelebilmek için önce malat'a dönüşüp mitokondri membranını aşmış, ardından sitozole varınca tekrar orjinal formuna dönüşmüştü. Ardından, onu gariban bulan PEP karboksikinaz, GTP'nin de yardımıyla onu PEP'e çevirmiş; böylece oksaloasetat glikolizin tam tersi yolda ilerleyeceği yolağa girmişti. Ta ki, Fruktoz-1,6-bifosfat'a dönüşene kadar. Burada, fruktoz-1,6-bifosfotaz ortalığı bir kontrol ediyor. Eğer ortalıkta enerji açlığının belirteci olan bir AMP veya glikolizin allosterik aktivatörü fruktoz-2,6-bifosfat yoksa yoluna devam ediyor. Son olarak, kas hücrelerinde bulunmayan bu tipito glukoz-6-fosfataz, kana serbest şeker aktarımını sağlayan ve glukozu fosfattan arındıran enzim. Aynı zamanda endoplazmik retikulumun da markerı olduğunu unutmayalım bu enzimin.

Bu üstüne masallar kurduğum glukoneogenezin sonuna gelmeden, glukagon'un fruktoz-2,6-bifosfat'ı inhibe ederek glukoneogenezi güçlendirdiği; Alanin'in ise vücuda "al lan glukoz" diyerek glukoneogenez bombardımanına tuttuğunu, asetil coA'nın da ısrarlara dayanamayıp cins piruvat karboksilaz'ı uyararak glukoneogeneze yardımcı olduğunu bilmek lazım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder